BÜYÜK KAYBIMIZ

Kurucumuz ve büyük ustamız Nadir Tütüncü’nün acı kaybını yaşamakla beraber ustamızın bizlere ve sektöre bırakmış olduğu değerler en büyük mirasımızdır. Her daim onun varlığını yanımızda hissederek ona karşı olan sorumluluğumuzu bize öğrettiği disiplin çerçevesinde yerine getirmek bizler için en büyük görevdir.

Yeri doldurulamayacak kaybımızın ve değerimizin emanetini en iyi şekilde muhafaza ederek yarınlara taşımak sonsuz arzumuzdur. 

NADİR TÜTÜNCÜ

İşadamı Nadir Tütüncü, Tekirdağ’ın Saray ilçesinde 1936 yılında Dünya’ya geldi. Mardıros isimli bir ustanın Tütüncü’nün çalıştığı atölyeye gelmesi ve ‘bu çocuk eritme ve ocaktan iyi anlıyor, akşamları da bende çalışsın” sözleriyle ramatçılık işine atılmıştır. Geceleri atölyede çalışarak ustasının birikiminden yararlanıp işini neredeyse sanatsal kompozisyona çeviren Nadir Tütüncü 1960’lı yıllarda kuyumcu ramatı işlemek üzerine 16 m2’lik bir atölyede Nadir Metal Rafineri’nin temellerini attı. Nadir Metal Rafineri, yılda 150 ton altın, 250 ton gümüş işleme kapasitesine sahip. Dünya’da ilklere imza atan ürünleri olan şirket gümüşte de en iyi üreticiler listesine giren ilk ve tek Türk Firması. İşadamı Tütüncü’nün temellerini attığı Nadir Metal Rafineri, “Türkiye’nin en büyük 500 firması” listesinde 2016 yılında 53’ncü sırada yer aldı.

81 yaşında hayatını kaybeden işadamı Nadir Tütüncü firmasını şöyle anlatmıştı:

“Mesleği öğrenmek için bir ustanın rahleyi tedrisinden geçmek çok önemlidir, bu nedenle ustalarımı hep hayırla anarım. Ancak bugünlerde işler biraz değişti, özellikle rafinericilik gibi çok kapsamlı bir iş yapıyorsanız ve işin içinde de pek çok konu varken, bu konuların hepsinde en iyisi olmak zorundasınız. Dünya standartlarında üretim yapabilen, Türkiye’de teknolojik anlamda kendine yetebilen ve atıklarını geri kazanabilen bir rafineriyiz. Kurduğumuz sistemle tüm atıklarımızı geri kazanıyoruz. Türkiye’de ilk rodyum metalinden banyolar ve kaplama solüsyonlarını yapma başarısını gösterebiliyoruz. Türkiye’nin en büyükleri listesinde ilk 20 içine girebiliyoruz. Bu başarılar sadece işini yapmak veya en iyisini yapmakla da kazanılmıyor. Yaptığınız işte ve sektörünüzde mutlak uzman olmayı gerektiriyor. Hem işinizi en iyi şekilde yapmalısınız hem de sektörünüze artı değer katacak, yenilikçi hizmetler sunmalısınız. Sizinle çalışmaktan mutlu ve gururlu ortak paydaşlar, iş ortakları yaratmalısınız. Bu da ancak güven kültürüyle yoğrulmuş çalışanları ve sürekli ileriyi hedefleyen, bunun için sürekli Ar-Ge’ye yatırım yapan işletmelerde oluşabilmektedir.”